Bu seneki ilk yaz tatilimizi geçen ayın başında Mallorca’ya yaptık. İspanya’nın en büyük adası olan Mallorca’nın başkenti Palma’da dört gün geçirdik. Aslında bu adayı uzun süredir görmek istiyordum, ama tatil için burayı seçmemizin sebebi başkaydı. Haftasonuyla birleştirip bir kaç gün izin alıp bir yerlere gidelim diye aylar öncesinden planlar yaparken, Barış Temmuz ayında İzlanda’ya gidelim diye tutturmuştu. [Devamını Oku]
Mondello ve Cefalù
Palermo’da geçirdiğimiz bir haftanın iki gününü günübirlik gezilere ayırdık. Daha önceden görmek istediğimiz yerlere nasıl gideceğimizi planlamamıştık. Ev sahibimiz toplu taşımayla ilgili bize bir kaç ipucu vermişti, fakat sonunda çok daha pratik bir çözüm bulduk. [Devamını Oku]
Tatile Gidiyoruz
Kasım ayı dünyanın en kasvetli ayı olduğu için, Aralık ayında Ekim okula başlayacağı için, Ocak ayında ben işe geri döneceğim için, dün İsveç’e ilk kar düştüğü için, son kaçış bir tatil planı yapıp yarın kendimizi Asya’ya atıyoruz. Bu seferki planımız 3 hafta Singapur ve 1 hafta Hong Kong tatili. [Devamını Oku]
Viyana
Viyana, ah güzel Viyana! Üç sene önce Viyana’da geçirdiğimiz bir haftayı, o zaman kış olmasına rağmen hep çok güzel hatırladım. Bu sene şehri bir de yazın gördük ve şimdi bu satırları yazarken bile özlüyorum Viyana’yı. [Devamını Oku]
Brugge
Bugüne kadar gördüğüm şehirler arasında beni en çok etkileyen yerleri sorsalar, adım attığım andan itibaren zaman ve gerçeklik mefhumunu yitirdiğim Brugge’ü en üst sıraya koyarım (bir de Venedik). 2. Dünya Savaşı’nda hiç yara almayan ve Ortaçağ’dan beri aynı sınırları koruyan bu şehrin büyüsünün sebebi de bunlar sanırım.
Mayıs’ta Antalya – Düden ve Kurşunlu
Mayıs ayında İsveç’teki tüm yakın arkadaşlarla birkaç günlüğüne Antalya’ya gittik. Ana sebep Ahmet ve Hatice’nin düğünlerine katılmaktı, fakat biz bu birkaç günük geziyi bir yandan unutulmaz bir geziye ve tatile dönüştürdük. [Devamını Oku]
Tokyo Tower
Tokyo’nun en hatrı sayılır simgelerinden biri olan bu kule hem haberleşme hem de gözlem amacıyla kullanılıyor. İki yıl önce bu kuleyi ilk gördüğüm zaman ‘Eiffel kulesinin aynısını neden buraya dikmişler?’ diye sorduğumu hatırlıyorum, fakat Tokyo zıtlıkların ve uyumsuzlukların uyumunu taşıyan bir şehir olduğu için şehri sindirdikçe bu soruların çok saçma olduğunu farkettim.
Milano Günleri
Milano’da Elvin’le geçirdiğim günler çok güzeldi. Neredeyse altı aydır görüşememiştik, o yüzden bu bir kaç gün bizim için çok değerliydi. Bu Milano’ya üçüncü kez gidişim oldu. Zaten İtalya’nın diğer büyük şehirlerine göre pek turistik olmayan bu şehirde önceki gidişlerimde görülmesi gereken yerleri bitirmiştim. Bu sebeple koşturmadan, canımızın istediğince şehrin tadını çıkardık. Giderken hayalini kurduğum şeylerin hepsini gerçekleştirdim; bol bol dondurma ve brioche yedim, şarap içtim ve tadına doyulmayan İtalyan pizzalarında sınırlarımı zorladım.
Milano’ya Gidiyorum
Bugün ve yarın İsveç’te resmi tatil. Bir iki ay önce bu tatil günlerini nasıl değerlendireceğimi düşünürken, senenin başından beri görmediğim Elvin’le kız kıza bir kaç gün geçirmenin en harika aktivite olacağına karar vermiştim. Bu akşamdan itibaren bir kaç gün Milano’da olacağım. En son iki sene önce Milano‘ya gitmiştim, fakat bu sefer Elvin’in şehirdeki yabancılığı geçtiği için kendimi onun planlarına teslim edeceğim :) Güzel bir haftasonu bizi bekliyor..